6 Kasım 2010 Cumartesi

Cumhuriyet Gazetesi 1. Eylül 2010


Ada hali, dünya hali...
NİLHAN AYDIN
Bozcaada’ da karadan esen poyraz rüzgarı aniden çıkıverdi ve dostum Selim Akçin’i adaya attı. Poyraz rüzgarı mı? Selim’i hızla adaya getirdi, yoksa ardına Poyrazı rüzgarını alan Selim mi beklediğimden
önce adaya ulaştı!..
Nasıl geldiyse geldi, hoş geldi. Selim’in gelişi benim rüyalardan uyanıp gerçekleri görmeme de sebep oldu.
Selim ve kızı Selin daha adaya gelir gelmez sokakta süratli geçen arabanın yavru kedinin ayağını ezmesine tanık olmuşlar, bu olay hem Selim’i hem de 10 yaşındaki kızı Selin’i çok üzdü. Sevecen duyarlı güzel bir kız olan Selin bu olayı bana anlatırken ben de bir yandan da esen rüzgârın sazlıklarda çıkardığı sesi dinliyorum.
Yoksa o kedi beni her yerde takip eden kedi mi?
Selim ve kızı ile birlikte Selim’in kullandığı araba ile ada turuna çıkıyoruz.
Selim arabayı ortalama 40 km. hız ile kullanıyor.  Sanki biliyor;
Çayır’dan Sulubahçe’ye geçerken kirpilerin yolundan geçtiğimizi...
Başağa mevkinden geçerken tavşanların bölgesine girdiğimizi…
Poyraz’dan geçerken keçi yolundan geçtiğimizi ve bir keçinin arabanın üstünden atlayabileceğini hissediyor.
Selim’in hiçbir uyarı almadan gösterdiği duyarlılık bana hoş geliyor. Bir hayvanın ezilmesi ihtimali tedirginliğini yaşamadan ben de etrafı rahatlıkla seyrediyorum. Bir çok gemi iyice adaya sokulmuş birçok  fırtınanın dinmesini bekliyorlar.
Dikkat kirpi yolundasınız!
Diye uyarı tabelalar mı koysak yollara…
Zira yollarda arabaların ezdiği çok sayıda kirpi ile karşılaşıyoruz.

Ada da çok sayıda kirpi ve tavşan vardır. Kirpilerin ezilmesi ise daha kolaydır. Ufak boylu kahverenginde olan ada tavşanlarında sayısında da azalma var maalesef. (Ufacık ada da bile avcılık var).Artık daha az rastlıyorum, uzun kulaklarıyla zıplayan sevimli tavşanlara.

Bu arada her zararı konuklar mı veriyor sanki…
Ya, kontrolsüz bir şekilde kekikleri kökleriyle koparıldıkları için kekiklerin azalmalarına sebep olan sözde adalılara ne demeli…

Gelincikler bile bitti adada…

Cennetin kapılarını açmadan önce madalyonun öbür yüzünü de sizlere göstermek istiyorum.

Size ilk uyarım yemek fiyatları ile ilgili olacak, Zira adaya geldiniz de acıkmış olacaksınız. Tabii eğer vapuru kaçırmış karşı kıyıda beklerken atıştırmadıysanız.

Hangi lokantaya giderseniz gidin sakın balık pazarlığı yapmadan masaya oturmayın. Balık fiyatında anlaşsanız da bunu yeterli sanmayın, mezelerin fiyatlarına bakarken, ara sıcakların fiyatı hep atlanır oysa bunların fiyatları yüksektir adada aklına yazın. Adisyonu muhakkak ama muhakkak dikkatlice kontrol edin

Bu arada günlük gazeteleri okumak için boşuna sabahın erken saatlerinde kalkmayın, Zira karşıdan ilk vapur sabah 9.00 da kalkar, gazeteler o gemi ile adaya gelir, paketlerin açılması falan uzundur adada.
Yani gemi geldi diye de hemen gazete bayisine koşmayın, tek olan gazete bayisinde uzun bir kuyruk ile karşılaşabilirsiniz.

Birde lodos patlamışsa gemide gelmez gazetede, hiçbir şey gelemez ki adaya.

İyi ki poyraz çıkmış,
Selim ve kızı Selin gelmiş. Bana çok iyi geldiler. Yoksa poyraz onları adaya benim yanıma getirmek için
mi çıktı. (Onlar adadan ayrılırken içimden geçmedi değil rüzgâr lodosa dönse de
… ada da kalsalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder