NİLHAN AYDIN
Hava güzel mi güzel..
Güneşli mi güneşli..Güneşin parlak ışıkları altında deniz, karşı kıyıya doğru şıkır şıkır uzanıyor. Oysa dün nasıl fırtına vardı. Rüzgâr çınar yapraklarını bırakın koca çöp varillerini sürüklüyordu, Polente’nin önünde mavi renkli varil ileri geri yuvarlanıp duruyordu. Birçok şilep, tanker de adaya sokulmuştu. Şimdi birkaç tane kalmış, onlarda Çanakkale Boğazı’na girmek için sıralarının gelmesini bekliyorlar.
Lodos durdu, fırtına kesildi. Ben de sakinim.
Biten bir yaz mevsiminin ardından pastırma yazının sefasını bana aldırmadan çimenlerin üzerinde kanatlarını açmış güneşlenen kumru çiftini izlerken nasıl bir yaz geçirdiğimi düşünmeye başladım.
Koca bir gezegen yaz ortasında dünyamızın çok yakınından geçmiş,.
Farkında mıydım!
Plajları paçalı donlar sarmış, karmakarışık geçen yaz içinde nasıl bunun farkına vardım, varmamakta mümkün değildi, zira erkek mayoları rengârenk çiçek desenleriyle boyları iyice uzamış, erkeklerin dizlerini bile kapamıştı. Tabii ben Kemal Sunal’ın filmlerinde sıkça geçen paçalı don altına ayağına alelacele giydiği iskarpinle oradan oraya koşturan halini çağrıştırdığı için fark etmişimdir ya…
Yaza Sulubahçe’de Batılı sözüm ona modern bir eş ile kahvaltı ile başlamıştım. Sunulan sahte İtalyan şarabı gibi sahte çıkan dostluk da çabucak bitivermişti.Beni sahte dostlukların burukluğundan Berksan’ın yumuşak sakin sesi çıkarıp aldı.
Berksan “murtuğa hazır” diyor.
Ada’nın Poyraz mevkiinde Berksan ve Emre Ünsal çiftinin evinin bahçesinde kahvaltı masasındayım. Biraz ilerde ateş üstünde bulunan bahçe semaverinden eşi Emre Bey çaylarımızı dolduruyor.
Berksan ve Emre çifti aslen Van'lı imişler, kökleri de Van’da çok eski imiş. 1972 tarihinde Bozcaada’yı keşfetmişler. Yazları Bozcaada’da kışları da birçok kişi gibi İstanbul’da geçiriyorlar.
Kahvaltı masamızda yok yok. Berksan’ın kendi yaptığı reçel çeşitlerinden tutun da çeşit çeşit peynirler ve murtuğa. Benim ilk kez tattığım Murtuğa un ve yumurta karışımı lezzetli bir tat.
Emre Bey dal parçası ile sinekleri masanın üzerinden kovalıyor, benim sürekli adanın kralı yazmamdan ötürü merak etmiş “adanın kralı kim” diye soruyor.
Bende diyorum ki; “Adanın kralı ayrı konu ama Berksan’nın kralı sizsiniz belli”. Berksan eşinin eline hafifçe dokunuyor.
Karşımda bir çift kumru, çok hoş, sakin huzurlu anlar ile benim de neşem yerine geliyor.
Modern, hoş, zarif bir çift, kökleriyle de barışık hayatın güzelliklerine yönelmiş, Ada’da var olduğumu adanın güzel olduğunu yaşatıp hatırlattılar bana, tıpkı akşamüstü uğradığım Çamlıbağ şaraplarını altı kuşaktır yapan ailesi gibi şarabı gönlündeki sevgiyle aşkla yapan Haşim Yunat gibi.
Kral kim mi?
Bana göre “hayatın zevkine varanlardır”.
Peki, adanın kralı kim mi?
Önümüzde koca bir kış var, hazırlık yapmak lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder